13 Aralık 2014 Cumartesi

Gökyüzü Yürüyüşü Yapmak İster misiniz?

Yükseklik korkunuz yoksa ve gökyüzünü izlemek, yükseklerde olmak size heyecan veriyorsa, gökyüzü yürüyüşleri tam size göre. Elbette yer çekimine meydan okuyup havada durmanızdan bahsetmiyorum. Tam uçurumların dibine veya en yüksek noktalara yapılmış camdan platformlar sayesinde enfes bir manzaraya şahit olabiliyorsunuz. İşte buna da gökyüzü yürüyüşü denmekte.

Gökyüzü yürüyüşü son birkaç yılda fazlaca insanın dikkatini çekmeye başladı ve fotoğrafları gördüğünüz zaman sizde orada olmak isteyeceksiniz. Birçoğu yurtdışında ama benzer manzaraya sahip cam teraslar ülkemizde de var. En popüleri ise Karabük – Safranbolu'da bulunan Kristal Teras.

Safranbolu'da bulunan Kristal Teras ile başlayarak gökyüzü yürüyüşü yapabileceğiniz platformları sizlerle paylaşmak istiyorum:

Safranbolu – Kristal Teras


Karabük – Safranbolu zaten turizme açık bir ilçemiz. Tokatlı Kanyonu üzerine yapılan Kristal Teras, 80 metre yükseklikte ve 11 metre genişliğinde. 75 ton ağırlığa kadar taşıyabiliyor. Roket atar mermisiyle bile kırılmayan cam teras, 750 kilogram taşıyabilecek kapasiteye sahip gözeneklerden oluşuyor. Cam kalınlığının 3cm kalınlığında olduğu ve 3 parçadan oluştuğu biliniyor. Tek seferde 30 kişi bu terasta yer alabiliyor.

 

Avustralya – Queensland – Skypoint Club


Queensland'de Gold Coast'ta bulunan bu gökyüzü patikası, Surfers Paradise ismiyle bilinen Q1 binasına çıkmayı sağlıyor. Yürüyüş binanın 77. katından yani 240 metre yükseklikten başlıyor ve 30 metre boyunca bu yürüyüş yapılıyor.

ABD – Arizona – Büyük Kanyon


Dillere destan Büyük Kanyon'da Kartal Noktası denilen bölgede 21 metrelik bir çıkıntıda yürüyüş yapıyorsunuz. Bu cam patika sayesinde, kanyondan 150 – 240 metre arası yükseklikte yürüyüş yapmanız mümkün. Patikayı Hualapai kabilesi işletiyor.

Yeni Zelanda – Auckland – Skywalk


Dar bir yürüyüş yoluna sahip ve tutunacak hiçbir yer yok. Şehirden 192 metre yükseklikte yapılan yürüyüşe çıktığınız zaman bazı görevlerini de oluyor. Bunlardan birisi, havada asılı olan katılımcıların arkada yaslanmaya çalışması. 192 metre yükseklikte bunu yapmak epeyce zor olsa gerek.

Macau – Macau Kulesi – Skywalk X


233 metre yükseklikte ve 1,8 metre genişliğinde olan bu yürüyüş yolu, Macau Binası'nın dışında yer alıyor. Adrenalin dolu bir yürüyüş istiyorsanız burayı seçmelisiniz. Ayrıca adrenalinizi bu yürüyüş kesmezse, bungee jumping yapma ve 100 metrelik dik bir tırmanış yapma imkanınız da var.

Singapur – Supertree Korusu


Supertree Korusu'nda fütüristik bir bahçe oluşturan 12 dev ağaca benzer yapı var. 128 metre uzunlukta ve 22 metre yükseklikte olan yürüyüş yolu, Marina Bay bölgesinden kuşbakışı bir görüş sağlıyor. Yapıların içinde gerçek ağaçlarda bulunuyor. Gerçek ağaçlar sayesinde çelik ve cam yığını gökdelenler arasında nefes alacak alanlar yaratılmış.

9 Aralık 2014 Salı

Warren Buffett Dünyanın İkinci Zengini Oldu!

Warren Buffett, 2013 yılının başında dünyanın en zenginleri sıralamasında 53,5 milyar dolarlık serveti ile dördüncü sırada yer alıyordu. Geçtiğimiz hafta Cuma gün Berkshire Hathaway hisselerinde yaşanan tarihi kapanış ile birkaç gün önce 73,5 milyar dolar olan servetini 74,4 milyar dolara yükselterek ikinciliği ele aldı.

81,4 milyar dolarlık serveti ile Bill Gates birinci sırada yerini alırken, dünyanın ikinci zengini olarak bilinen Carlos Slim Helu ve ailesi 72,9 milyar dolarlık serveti ile 3. sıraya gerilemiş oldu. 2008 yılında ise Warren Buffett, 62 milyar dolarlık serveti ile dünyanın en zengin ismi olmuştu.

Dünyanın en zenginleri listesinde ilk 5 isim neredeyse hiç değişmiyor diyebiliriz. İlk 5 isim sürekli olarak kendi aralarında bir yer değişimi yapsa da, son birkaç yılın en zengin 5 ismi bu isimlerden oluşuyor. Tahmin edebileceğiniz gibi bu sıralamada ilk sırada Microsoft'un kurucusu Bill Gates'in ismi ilk sırada yer alıyor. Son 4 yıldır birinciliği Meksikalı telekomünikasyon devi Carlos Slim Helu'ya kaptıran Bill Gates, bu yıl birinciliği yeniden eline aldı.

2013 yılında 67 milyar dolarlık serveti ile Bill Gates ikinci sıra yer alırken, 73 milyar dolarlık serveti ile Carlos Slim Helu birinci sırada yer aldı. Zara'nın sahibi Amancio Ortega 57 milyar dolarlık serveti ile 3. sırada, 53,5 milyar dolarlık serveti ile Warren Buffett 4. sırada, Larry Ellison ise 43 milyar dolarlık serveti ile 5. sırada yerini aldı.

2014 yılına geldiğimiz zaman ilk 5 ismin aynı olduğu ama sıralamalarının farklı olduğunu görüyoruz:


Bill Gates servetini arttırarak 81,4 milyar dolar yaptı ve birinciliği tekrardan ele aldı. İkinciliği ise Berkshire Hathaway şirketi hisselerinin geçtiğimiz hafta Cuma günü rekor seviyeden kapanması ile Warren Buffett aldı. Hisselerde yaşanan % 27'lik artış tüm zamanların en yüksek kapanışı olarak belirlendi ve Buffett'ın serveti 74,4 milyar dolara yükseldi.

Bu yükseliş ile Warren Buffett, ikinci sırada olan Carlos Slim Helu'yu 72,9 milyar dolarlık serveti ile üçüncülüğe taşıdı. 60,1 milyar dolarlık serveti ile Amancio Ortega dördüncü, 51,8 milyar dolarlık serveti ile Larry Elison beşinci sırada yer alıyor.

2 Aralık 2014 Salı

Sahibinden Efsane ve İlginç İlanlar

Günümüzde interneti hemen her alanda yaygın bir şekilde kullanıyoruz. Öğrenciler kütüphaneler yerine artık Google'da yapıyor araştırmalarını, öğretmenler ders notlarını internetten paylaşıyor, sosyal medya ağlarında tüm günümüzü geçirebilecek kadar vakit harcıyoruz. Alışverişlerimizi bile internetten yapıyor, hatta bizler de çeşitli sitelerde dükkanlar oluşturarak kendi ürünlerimizi satabiliyor, reklamlarımızı yapabiliyoruz.

İnternet şöyle zararlı, böyle zararlı demeyin boşuna. Çünkü internet kesinlikle faydalı bir araçtır. Onu yanlış kullananlar ise biziz elbette. Günümüzde gelir modelinizi bile sadece internetten elde edebiliyorken, nasıl zararlı olabilir ki?

Günümüzde birçok e-ticaret sitesi, güvenli bir şekilde alışveriş yapmanızı sağlıyor. Bu sitelerde sizde mağazalar oluşturup, kendi ürünlerinizi, otomobilinizi, el emeği işlerinizi, kıyafetlerinizi ve aklınıza gelebilecek hemen her şeyi satabiliyorsunuz. Ek gelir amacıyla birçok kişi bu yöntemi başarılı bir şekilde de kullanıyor.

İkinci el bir araba almaya karar vermişseniz, ülkemizin sevilen araba siteleri var ve buradan istediğiniz marka, model arabayı kolayca buluyor, satıcı ile iletişime geçiyorsunuz. Galerileri dolanmak yerine bilgisayarınızdan bir ön araştırma yapıp, satıcı ile iletişime geçip arabayı rahatça görebiliyorsunuz.

Geçtiğimiz günlerde ikinci el araba ilanları arasında bir ilan fazlaca dikkatimi çekti. İlanın uzun bir açıklaması da yer alıyor. Üşenmeden okudum ve kahkahalarıma engel olamadım. Bir abimiz eşine araba alıyor ve "Bayandan, İnanılmaz temiz, her şeyi ile sıfırlanmış, mükemmel bir araç" sloganıyla satmaya karar veriyor. Abi, eşi kullanacağı için hiçbir masraftan kaçınmayarak arabayı donatıyor. Ama ablamız arabayı kullanma konusunda bazı sıkıntılar çekiyor ve daha küçük bir araba almaya karar veriyorlar. Abinin yazdıkları herkesin dikkatini çekecek cinsten ve arabayı neden satmaya karar vermediğini de açık bir dille anlatıyor.

İşte bu satış kararı:


İlanın gerçek olup olmadığına bakınırken, efsane ilanlar kısmıyla tanıştım ve bu ilanlar sizi hayretlere düşürecek, kahkahalara boğacak nitelikte. Ağırlıklı olarak vasıta ilanı olan bu kategoride, yeşil erikten acil futbolcuya kadar birçok ilan yer alıyor.

24 yıl boyunca özenle saklanıp korunan sıfır Kartal, yıkılmadım ayaktayım diyen Doğan görünümlü Şahin, Türkiye'nin ilk süper spor arabası Şamil, ultra silikon yakışıklı adam maskesi gibi ilanlarla dolu olan bu kategori ilginizi fazlasıyla çekecek.

27 Kasım 2014 Perşembe

2015'te Ekonomi Gündemini Oluşturacak Konular

2014 yılını sonlandırmaya hazırlanıyoruz. Piyasalar ve uzmanlar ise çoktan 2015'in kitabını yazmaya başladı. Senaryolar, kehanetler, inişler, çıkışlar derken 2015 yılında ekonomi gündemine bomba gibi düşecek konular tartışılmaya başladı.

ABD'nin ünlü bankası Goldman Sachs ise 2015 yılı için ekonomi gündemini meşgul edecek konuların başlığını çoktan sıraladı bile. Yatırımcıların nefeslerini tutarak takip edecekleri, portföylerine yön verecekleri ve çıkış kapısı arayacakları konu başlıkları ise şu şekilde:

Küresel Ekonomideki İyileşme Hızı


Goldman Sachs tarafından yapılan açıklamalara göre gelişmiş ülke piyasalarında önemli iyileşmeler olacak. "Gelişmiş ülke piyasalarında toplamda daha iyi bir görüntü bekliyoruz. Her ne kadar Çin'deki büyüme bilinen şartlardan dolayı yavaşlasa da gelişen ülkelerin diğer üyeleri bu piyasalardaki iyileşmeden alacağı destekle daha iyi olacak" dedi. Açıklaması ile doğru orantılı olarak da gelişen ülkeler için 2015 büyüme tahminlerini revize ederek yukarı çekti.

Gelişmiş Ülkeler Arasındaki Farklılık


Gelişmiş ülkelerin ekonomilerinin büyüme hızlarındaki fark, 2015 yılında en büyük gündem maddesi olacak. Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği ülkeleri arasındaki büyüme farklının genişliğini koruyacağından bahsediyor.

Petrol Fiyatı Düşüşleri


Emtia konusunda uzman olan Goldman Sachs, 2015 yılında petrol fiyatlarındaki düşüşün devam edeceğini belirtiyor. Libya, Irak ve İran'daki üretimin artmasıyla 2015 yılı genelinde % 5 – 15 arası bir düşüş daha gerçekleşeceğini tahmin ediyorlar.

Doların Güçlenmesi


Geçtiğimiz yıldan bu yana Amerikan ekonomisinde meydana gelen iyileşmeler ile Amerikan doları gücüne güç kattı. Goldman Sachs'a göre dolardaki yükseliş 2015 yılının da en önemli konularından biri olmaya devam edecek. Özellikle G – 10 ülkelerinin para birimleri karşısında değerlenme olacağını tahmin ediyor.

EUR/USD paritesinin (Euro – Dolar), 2015 yılın sonunda 1,15 seviyesinde olmasını beklediklerinden de bahsediyor. Şu an 1,25 dolar. Doların, Japon yeni karşısında ise şu anki 118 yen seviyesinden 130 yen seviyesine çıkması bekleniyor.

Çin'in Büyümesi 


2014 yılı iyi geçmeyen Çin'in, ekonomik büyümesinin seyri 2015 yılında da en önemli gündem maddelerinden biri olacak.

Daha Sağlıklı Gelişen Piyasalar


Goldman Sachs'a göre gelişen ülkelerin bu yıla göre 2015 yılında daha sağlıklı bir hale gelmesi gelecek yılın güncem maddelerinden biri olacak. Hindistan, Tayland ve Şili'nin, 2015 yılında öne çıkan ülkeler olacağı tahmin ediliyor.

Euro Bölgesi Düşük Enflasyon ve Mücadelesi


Euro Bölgesi'ndeki düşük enflasyon da bu yıl olduğu gibi gündemde olacak. Avrupa Merkez Bankası'nın atacağı adımlar gündemi oluşturacak. Bunlara bağlı olarak Avrupa Merkez Bankası'ndan gelmesi muhtemel olarak görülen parasal genişleme en önemli maddelerden olacağa benziyor.

Japonya Merkez Bankası Politikaları


2013 yılında kur savaşları ile anılan ve 2014 yılında da parasal genişleme politikaları ile gündeme yerleşen Japonya Merkez Bankası, 2015 yılında da parasal genişlemede izlediği yollarla gündemde olacak.

2015 yılında da devam edecek olan gündem maddeleri arasında ise FED yine başı çekecek. Amerikan Merkez Bankası'nın yakın zamanda gelmesi beklenen faiz artırımı. Goldman Sachs'a göre ilk faiz artırımı Eylül ayının sonunda olacak. Goldman Sachs'a göre 2015 yılında küresel çarpa borsalarda dalgalanma gündemde olacak ve 2015'in en önemli gündem maddesi düşük kazançlı piyasalar olacak.

22 Kasım 2014 Cumartesi

Stresi Engelleyen Yiyecekler

Şehir yaşamı, geçim sıkıntısı, iyi bir kariyere sahip olmak, çocuklarının geleceğini düşünmek gibi birçok neden stres yaşamanıza neden olabilir. Hayatınızın en önemli kararını veriyor gibi hissedersiniz ve beyninizin içinde dönüp duran bir dünya soru vardır. Eğerler, keşkeler, bazenler… Hayatınızın mükemmel olmasını beklemek ve bunun için sürekli sorgulamak sizi içinden çıkılmaz bir strese sürükler.

Stresi engellemek için günümüzde birçok uzman konuşma yapıyor. Birçok öneride bulunuyor ve kitaplar basılıyor. Bazılarımızın bu söylenenlere tahammülü bile yok ve boşuna zaman kaybı olduğunu düşünüyor. Stresinizi yok etmenin en iyi yolu ise kendinizi dinlemek ve sakince durumu ele almaktır. Sonra yapmanız gereken her şeyi yapmalı ve sonucu oluruna bırakmalıdır. Bu şekilde çok daha rahat olacaksınız.

Bu noktada sizlerle yarattığı etkiler nedeniyle stresle savaşan bazı yiyeceklerden bahsetmek istiyorum. Unutmayın, iyi bir beslenme ve kaliteli bir uyku bile birçok sorunun üstesinden gelebilecek en iyi yoldur.

İşte stresi engelleyen yiyecekler:

Balık


Balık tüketimi kesinlikle dikkat edilmesi gereken beslenme alışkanlığıdır. Son derece yararlı olan ve vücudunuza en iyi gelecek besinlerden birisidir. Balığın içerdiği Omega – 3 vücudunuz için elzem olan maddeleri sağladığı gibi stresle de savaşıyor. Uzmanlara göre stresi giderme konusunda en önemli bileşenlerin başında geliyor. Tam da balık sezonunu yaşamaya başladığımız bu günlerde evinizden eksik etmemelisiniz.

Ceviz ve Badem


Kuruyemişler de vücudunuza gerekli olan yağ aitlerinin alınmasında önemli bir rol oynuyor. Bir kişinin her gün kendi avuç büyüklüğü kadar kuruyemiş tüketmesi gerekiyor. Stresi hafifleten ve ruh halinizi iyileştiren ceviz ve badem, içeriği nedeniyle hem vücudunuz için gerekli olan yağ asitlerini sağlıyor hem de stresinizi azaltıyor. B2 vitamini ve E vitamini içeriği yüksek olan bu kuruyemişleri mutlaka tüketmelisiniz.

Brokoli


İşte en güzel kış besinlerinden birisi daha. Brokoli, B vitamini bakımından yüksek bir besin. Kansere karşı vücudunuzun bağışıklığını da arttırıyor. Stresinizi azaltma konusunda da son derece başarılı bir besin olduğunu aklınızdan çıkartmayın.

Bitter Çikolata


Özellikle bitter çikolatanın içerdiği maddeler, mutluluk vericidir ve ilgili hormonu harekete geçirmektedir. Bir çeşit afrodizyak olan bitter çikolata, kişinin libidosunu arttırmaya da yardımcıdır. Bu etkisi sayesinde stresinizi azaltma konusunda son derece faydalı olduğu da birçok uzman tarafından kabul edilmektedir.

Süt


"Kocaman insanlar olduk hala süt mü içeceğiz" demeyin. Her yaş grubunda süt tüketimi büyük bir önem taşımaktadır. Serbest radikaller ile savaşan içeriği sayesinde vücudunuzu arındırıyor. B2 ve B12 vitaminleri ile büyük bir antioksidan kaynağıdır. Serotonin salgılanmasını sağlayarak vücudun rahatlamasını ve stres düzeyinin azalmasını sağlıyor.

Çay


Türk toplumu olarak çayın evimizin baş köşesinde hep yeri vardır. Stresle savaşma konusunda şekersiz siyah çay tüketimi, kortizol seviyelerini düşük hissedilmesini sağlar ve ilgili hormonu dengeler. Bu nedenle daha az stres yaşarsınız. Çayın birçok faydası olduğunu da eklemem gerekiyor. Başka bir yazıda bu konuya da değineceğim.

Yeşil Çay


Pek alışkanlığımız olmasa bile bir süre yeşil çay içen insanların kendilerini daha iyi hissetleri bir gerçek. Deneyin ve görün, kesinlikle siz de etkisini göreceksiniz. Özellikle de kış aylarında tüketimine dikkat ederek vücut direncinizi de arttırabilirsiniz. Ayrıca siz farkında olmadan mutluluk hormonunu uyandırır ve etkili bir şekilde stresinizi alır gider.

Süzme Peynir


Kahvaltılarımızın olmazsa olmazı peynir de stresle savaşan besinlerden. İçeriğinde yer alan B2 ve B12 vitaminleri ile hem beslenmenizde hem de stresle başa çıkmanızda önemli bir yere var.

Yaban Mersini


Son birkaç yılda yaban mersini ile ilgili birçok araştırma yapılmaya başladı. Kansere karşı iyi bir koruma mekanizması olduğu kanıtlandı bile diyebiliriz. Yaban mersini gibi üzümsü meyveler de stresinizi azaltma konusunda başarılı olan besinlerden. İçeriğinde yer alan C vitamini ve antioksidanlar stresle baş eden maddeler.

Portakal


Kış meyve ve sebzelerinin ne kadar faydalı olduğunu gösteren bir besin daha. İçerisinde bulunan C vitamini sayesinde, stres hormonu olan kortizol seviyesini düşürüyor. Aynı zamanda vücudunuzun bağışıklık sistemini güçlendirmesi de cabası.

19 Kasım 2014 Çarşamba

Altın, Borsa İstanbul ve FED Tutanakları Ne Durumda?

Uluslararası piyasalara yön verecek olan verilerden birisi, hiç şüphesiz FED'in toplantılarından çıkan tutanaklar. İşte bu toplantının tutanakları bu akşam açıklanacak ve piyasalarda tutanakların gerginliği yaşanıyor. Bu gerginlikten faydalanan altın her ne kadar 1,200 dolar seviyelerini görmüş olsa bile, bu seviyede tutunamadı ve 1,175 dolar seviyelerinde geziyor. Borsa İstanbul ise yükselişle kapanmaya devam ediyor.

Bu akşam 21:00'de açıklanacak olan FED Ekim ayı toplantı tutanakları uzmanların da gündemini oluşturuyor. Uzmanlar bu tutanaklardan ABD ekonomisinde meydana gelen iyimserliğin değerlendirilmesini bekliyor. Fed Açık Piyasa Komitesi (FOMC), geçen ayki toplantısında, istihdamda meydana gelen ilave iyileşmeyi ve enflasyonun % 2 hedefinin altında inatçı bir şekilde kalma ihtimalinin azaldığını işaret etmişti. Sonuçta da varlık alımları son bulmuştu.

FED toplantı tutanakları ile ilgili olarak başka bir uzmanın görüşleri ise tutanakların bazı politika yapıcılarının halen düşük enflasyonu bir endişe kaynağı olarak gördüklerini göstereceğini belirtiyor. İstihdam ve düşük enflasyon ana konuyu oluşturuyor ve endişelerin azalmasını sağlayacak açıklamaların yapılması bekleniyor. Daha önce enflasyonun "kayda değer bir süre" düşük tutulacağı belirtilmişti ve bu sözün hala taahhüdünü koruduğu belirtiliyor.

Altın ise FED toplantı tutanakları öncesinde önce 1,200 dolar seviyelerini gördü ve sonra doların güçlenmesiyle yatay bir seyre döndü. Düşen fiyatlar ve Bankacılık Düzenleme ve Değerlendirme Kurulu'nun altın gibi değerli madenlerde taksit imkanını geri getirmesi ile tüketiciler yine altına koştular. Bu sayede de altın alımları canlanmış oldu. Ama bu canlanmanın fiyatları ne kadar destekleyeceği bilinmiyor.

Rusya'nın rezervlerine daha fazla altın eklediği açıklaması da dün altının fiziki talebinde artışa neden oldu ve iki haftanın en yüksek seviyeleri kaydedildi. Buna rağmen doların yeniden güçlenmesi ile altın ulaştığı 1,200 dolar seviyesinde daha fazla tutunamadı ve yatay bir seyre hakim oldu. Borsa İstanbul ise bugünü de yükselişle kapatmayı başardı. Dünkü kapanışa göre 131,76 puanlık yükselişle 81.461,62 puandan günü tamamladı.

Borsa İstanbul için yıl sonu beklentileri ise FED'in faiz artırım endişelerinin sonlanması ve Avrupa ekonomisinde büyüme adımlarının devam etmesi gibi nedenlere göre belirlenecek. Aynı zamanda herhangi bir savaş ve karmaşa durumu yaşanmaması da gerekiyor.


BIST 100 endeksi bu güne de yükselişle başladı ve faizlerin düşüş eğilimini devam ettirmesinden destek bularak 82 bin seviyesinin üzerini test etti. İkinci seansta kar satışlarının etkili olması ise en düşük 81.168,09 puanı gören BIST 100 endeksi, günü yükselişle tamamlamayı başardı.

Küresel piyasalarda etkili olan FED toplantı tutanakları öncesinde dolara olan talep arttı ve pay piyasalarında satışları tetikledi. Dolar/TL kuru 2,2210 seviyesinde seyrederken 2,2390 seviyesini kaydetti. Bu akşam açıklanacak olan FED tutanakları ve yarın Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Para Politikası Kurulu faiz kararının piyasaların yönü üzerinde belirleyici olması bekleniyor. Öngörüler ise BIST 100 endeksinin döviz ve faizlere duyarlı hareketinin devam edeceği yönünde.

12 Kasım 2014 Çarşamba

Zengin Koca Arayan Kızlara Tüyolar (!)

Ah bu zamane kızları diyerek yazıma başlamak istiyorum. Eskiden başlık parasıyla evlendirilme olayına karşı çıkan "ay ne kadar da saçma" diye tepki veren kızlarımız, şimdi zengin koca avına çıktılar. Peki, iki durum arasındaki farkı görebilen var mı?

Her şeyden önce "zengin koca" ifadesinden ne kadar da rahatsızlık duyduğumu söylemek istiyorum. Evlilik ile para durumunun birbirine karıştırılması aslında bir yönden günümüzde artan boşanmaların nedenini de açıklıyor gibi. Bir evlilikte aranan, mutlu bir yuva, karı – koca arasında yıllar boyu sürecek hayata karşı bir dayanışma, hastalıkta ve sağlıkta bir arada olma, karşılıklı sevgi – saygı olmayan kişiler, bir süre sonra yollarını ayırmaya karar veriyor. Bir evlilik yapmak ve bu evliliği bozmak bu kadar kolay olmamalı bana göre…

Zengin eş adayı arayan kadın veya erkek olabilir. Zengin bir adam bulup sefa içinde yaşamayı, hizmetçileri tarafından her işinin yapılmasını hayal eden bir kadın ile; zengin bir kadın bulup kadının gölgesi altında boy gösteren bir erkek bana göre birbiri ile aynıdır. Çok fazla rahatsız edici bir durum değil mi?

Geçen günlerde sosyal medyada okumuş olduğum bir yazı neticesinde bu yazıyı yazmaya karar verdim. "Zengin koca" arayışına girmiş bir genç kız, bu mantığından cesaret alarak dünyanın önde gelen finans şirketlerinden JP Morgan'ın CEO'su olan James Dimon'a bir e-posta atar. Bu e-postada ise isteklerinden açıkça bahseder.

Özetle e-posta'dan bahsetmek istiyorum. 25 yaşında genç, güzel, çıtır ve kaliteli şeyleri sevdiğini söyleyen kızımız, yıllık geliri minimum 500 bin dolar olan bir adamın James Dimon'un çevresinde olup olmadığını soruyor. Çevresinde yoksa da, bu zengin adamları nerede bulacağını, hangi yaş grubuna bakması gerektiğini ve hangi kadınları eş olarak seçtiklerini soruyor. Kızımız baya cesaretli ve en azından açıkça isteklerini belirtmiş durumda.

Bu mektup ve cesaret James Dimon'u etkilemiş olacak ki, sağlam bir cevapla kıza geri dönüş yapmış. İşte zengin koca arayan kızlar için tüyolar bu kısımda yer alıyor. Dimon, profesyonel bir yatırımcı olarak kızın durumunu analiz etmek için izin istiyor ve diyor ki;

"Benim yıllık gelirim 500 bin doların üzerinde, sizin kriterlerinize uyuyor. Bir iş adamının gözünden bakacak olursak, sizinle evlenmek kötü fikir. Nedeni ise çok basit. Güzellik ve para ikilisini takas etmek istiyorsunuz. Bir kişi güzelliği sağlayan taraf, diğer taraf ise bunun için ödemeyi yapan taraf. Adil görünüyor. Ama şöyle bir problem var. Güzelliğiniz yıllar geçtikçe kaybolacak, ama benim param yıldan yıla artabilir. Ekonomik açıdan değerlendirdiğim zaman ben değer kazanan bir varlıkken, siz değer kaybeden bir varlıksınız. Ayrıca bu sıradan bir değer kaybı değil, katlanarak artan bir değer kaybı. Şu an tek varlığınız güzelliğiniz ise 10 yıl sonra değeriniz düşük olacaktır."

James Dimon'ın sözleri yeteri kadar açık değil mi? Değer kaybeden bir şeyi uzun süre kimse elinde tutmak istemez. James, aynı zamanda kızın onun açısından da bakmasını sağlıyor ve diyor ki, "eğer ben paramı kaybedersem, beni terk etmez misiniz? Aynı şekilde güzelliğinizi kaybettiğiniz zaman, benim de kendime bir çıkış yolu bulmam gerekmez mi?" diyor.

Ünlü CEO e-postanın sonuna da bir tavsiye konduruyor. Zengin insanların hiçbir zaman aptal olmadığı ve zengin koca arayan kızlarla yalnızca takılacaklarını, evlenmeyeceklerini belirtiyor. Kızın bu fikri unutmasını ve yıllık 500 bin dolar kazanma ihtimalinin, zengin bir aptal bulabilme ihtimalinden yüksek olduğunu ekliyor.

Aslında ünlü CEO'nun cevabından sonra bir şey söylemeye gerek yok. Verilebilecek en güzel cevabı, olabilecek en kibar şekilde kıza iletmiş. Umarım güzelliğinin, para yatırılacak değerli bir varlık olmadığını anlamış ve kendi zengin olmak için kolları sıvamıştır diyerek, "kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla" demek istiyorum.

1 Kasım 2014 Cumartesi

Panik Yok: Altın Daha Öncede Dipleri Gördü!

Dünya altın fiyatlarının dip seviyeleri görmesi ile çalkalanıyor. Herkesin ağzında altın ne olacak, daha düşer mi, şimdi alsak yükselir mi tarzında birçok soru soruluyor. Yatırımcısından tüketicisine herkes altının geleceği hakkında meraklı gözlerle temkinli davranmaya devam ediyor. Peki, ne olacak altına?

En değerli metal olarak gördüğümüz altında, sonunda korkulan oldu ve fiyatlar son 4 yılın en düşük seviyesini gördü. Toparlanıyor, toplandı derken ters köşe yapıp sert bir düşüş daha göstererek 1,167 dolar seviyesine indi. Bu düşüşler ise geçtiğimiz yıl Amerikan Merkez Bankası'nın varlık alım programında gideceği değişikliği açıklaması ve ekonomik verilerinin olumlu gelmeye başlaması ile start aldı. 2014 yılının Kasım ayına başladığımız bugün ise altın, % 34 değer kaybetmiş ve geçtiğimiz yıldan bu yana 1,900 dolara yakın fiyatlardan 1,167 dolar seviyesine kadar düşmüş durumda.


Bu düşüşün nedenini bilmeyenler için kısaca açıklayalım: Altın, Amerikan doları üzerinden işlem gören bir metaldir ve fiyatlarında yaşanan değişimler dolar ile birebir ilişki içerisindedir. Ama bu ilişki ters orantılıdır ve doların değer kazanması demek altının değer kaybetmesi demektir. Dolar neden değer kazandı diyecek olursanız, Amerikan ekonomisinde meydana gelen olumlu gelişmeler ve Amerika'nın varlık alım programını sonlandırması doların değer kazanmasına neden oldu.

Amerika, 2012 yılının Ekim ayında ekonomisinin durumunu düzeltmek için üçüncü parasal genişlemesini başlattı. Bu politika demek oluyor ki, Amerika dışarıya para verecek ve bu durumda doların değer kaybetmesine neden olup, faiz oranlarını düşürecek. Bu sayede de istihdam sağlanacak ve ekonomi gelişecek. Doların değer kaybetmesi ile altın 1,787 dolar seviyesine kadar fırladı ve geçtiğimiz yıl düşüş öncesi döneme kadar değerlenmeye devam etti. Daha sonra ise ekonominin geliştiği yönünde olumlu veriler gelmeye başlayınca, FED varlık alımlarında azalmaya gideceğini açıkladı. Bu durum ise doların değer kazanmasına neden oldu ve bildiğiniz gibi altın şok bir düşüş yaşadı.

Peki, altın bu düşüşünü ne kadar sürdürecek?

Bu noktada uzmanlar bile daha net bir şekilde cevap veremiyor. Ama altının tarihine bakacak olursak daha öncede altının dip seviyeleri gördüğü ve dipten yükseldiği görülecektir. En yakın tarih, 2012 yılı Ekim ayında altının diplerden 1,787 dolar seviyesine yükselmesi ve fiziki taleple birlikte yükselişin devam etmesi örnek verilebilir. Yine de temkinli adım atmak gerekiyor ve gözlerinizi piyasalardan, özellikle de ABD'den ayırmamanız gerekiyor. FED tarafından alınacak kararları, yapılacak açıklamaları ve açıklanacak ekonomik verileri dört gözle takip etmenizi öneririm.

28 Ekim 2014 Salı

En Korkunç Güzellik Uygulamaları

Kadınların güzellik uğrana çektiği zorlukları hemen her gün duyuyoruz. Bakımlı olmak, güzel görünmek gibi takıntıları fazlaca olan kadınlar ise bu çekilen zorluğun boyutunu birkaç tık daha arttırıyor. Elbette her kadın bakımlı ve güzel olmak ister ama bu konuda yapabilecekleri çekecekleri zorluklar nedeniyle farklı boyutlarda olabilir.

Botox enjeksiyonları ve kimyasal peelingler konusunda aşırı kaçılması artık alışılan bir durum haline geldi diyebiliriz. Fiziki güzellik uygulamaları ise daha popüler olmaya başladı diyebiliriz. Ama bu fiziki uygulamalar da tuhaflıkları beraberinde getiriyor. 21. yüzyıla ait bu korkunç görünen fiziki güzellik uygulamalarını sizlerle paylaşmak istiyorum:


Max Factor Yüz Paketi, dondurucu etkiye sahip. Buz küplerinin yüze uygulanması ile gençliğin sırrı çözüldüğü iddia ediliyor. Soğuğun cilde iyi geldiği ise bir gerçek. Hollywood yıldızları arasında bu yöntemin sıklıkla uygulandığı biliniyor.

Pürüzsüz bir cilde sahip olmak isteyen hanımlar, bir tür emme makinesi ile güzelleşiyor. Küçük cam uçları olan vakum pompası kadınların yüzünü hem temizliyor hem de pürüzsüz bir görünüm veriyor.

Bacak bölgesinde oluşan yağlar birçok kadının korkulu rüyası. Resimde gördüğünüz yöntem canınızı acıtabilir ama bu yöntem sayesinde bacak bölgenizi inceltebiliyorsunuz.

Güneş yanıklarından uzak durmak mı istiyorsunuz. Gözlerinizi gözlükle korurken neden burnunuzu da korumayasınız. Gagalı bir kuş gibi görünseniz ile hem gözlerinizi hem de burnunuzu bu şekilde koruyabiliyorsunuz.

Günümüz yöntemlerine en yakın yöntem olarak görebilirsiniz. Titreşim uygulanan bant sayesinde vücudun bel ve basen bölgesinde 1 ila 2 bedene kadar incelme sağlanabiliyor.

Kürek çekme hareket karın kaslarının sıkılaşması adına kullanılan yöntemlerden. Ama o dönemlerde kullanılan bu yöntem biraz daha farklı. Resimde gördüğünüz gibi boyun ile çekilen bir yay yardımıyla kürek çekme hareketi yapıyorlardır ve karın kaslarını geliştiriyorlardı.

Çene ve yanak sarkmalarını toparlamak için kullanılan yöntemde acı veren bir yöntem. Yanaklara yapıştırılan düğmeler ve üzerindeki metal ile gerginlik sağlanıyor ve tüm gece bu şekilde uyuyorsunuz.

Yüksek basıncın cilt yaşlanmasını düşürdüğü bilimsel bir gerçek. Resimde gördüğünüz yöntem ile kadınlar daha genç bir görünüme sahip olmak için yüksek basınç uygulaması yaptırıyorlardı.

1940'lı yıllarda kadınlar yüzlerindeki kan dolaşımını hızlandırmak için çirkin bir maske kullanıyorlardı. Bu maske baş bölgesinin tamamen ısıtılmasıyla cilde tazelik veriyordu.

Kıvırcık saç hayranı olan kadınlar günümüzde kolayca istediği buklelere kavuşabiliyor. Ama eskiden bu yöntemin uygulanması bayağı korkunç ve zahmetli bir şekilde yapılıyordu. Tutam tutam ayrılan saçların her tutamı ayrı ayrı şekillendiriliyordu.

Bir işkence metodu gibi görünen bu güzellik uygulaması ise karbondioksit ve dondurma yöntemi ile ciltteki çiller yok ediliyordu. Gözler için yapılan özel koruma ve nefes almak için ağızdan bir boru kullanılıyordu.

Henüz güneş kremi icat edilmeyen dönemler olduğunu düşünmek daha mantıklı. Güneşten korunmak için ortada hayalet gibi gezen kadınları görmek o dönemlerde çok normal karşılanıyordu.

23 Ekim 2014 Perşembe

Taksitli Kredi Kartı Harcamaları Ne Durumda?

2014 yılının Şubat ayının gelmesi ile birlikte kredi kartı taksit uygulamasına, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) tarafından getirilen düzenlemeler işleme koyuldu. Bu düzenleme ile gıda, yemek, akaryakıt, kuyumculuk ve teknoloji alışverişlerinde taksitli alışveriş kaldırıldı. Diğer teknoloji ürünlerinde ise taksit sayısı 9 ile sınırlandırıldı.

Kredi kartı taksitlerinin kaldırılmasından sonra kredi kartı ile yapılan alışverişlerde azalma yaşanırken, bankalar taksit satmaya ve avantajlı tüketici kredileri kampanyaları yapmaya başladı. Bu durumda kredi kartı kullanımı azalmış, kredi kullanım miktarı artmış oldu. Aynı zamanda Mayıs ayına gelindiği zaman kredi kartı ile yapılan taksitli harcamalar % 14'e geriledi, taksitsiz ödemeler ise % 18 oranında artış gösterdi. Bu veriler Ağustos ayına geldiğimizde taksitli alışverişler % 18,4 olarak kaydedildi.

Taksitli alışverişlere getirilen sınırlama sonrasında en büyük tepki kuyumculardan geldi diyebiliriz. Bildiğiniz gibi düşen altın fiyatları sonrasında birçok altın tüketicisi kuyumculara akın etti ve altın almaya başladı. Ama kredi kartına getirilen bu kısıtlamanın kuyumculuk sektörüne kötü etki ettiği konuşulmaya başladı. Bu durum karşısında da, BDDK kredi kartı ile kuyumculardan alışveriş yapılamayacağına karşı olan mevzuat hükmünü kaldırdı. Getirilen yeni düzenleme ile taksit sayısı 4 ile sınırlandırıldı.

Ekim ayının sonuna yaklaştığımız bugünlerde ise taksitli kredi kartı harcamaları iyice azaldı. Taksitle gerçekleştirilen kredi kartı harcamaları 2014 yılbaşından bu yana geçtiğimiz senenin 10 aylık dönemine göre 14,5 milyar lira azaldı ve 37,7 milyar liraya gerilemiş oldu.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) haftalık para ve bankacılık istatistiklerine göre 17 Ekim ile biten haftada mevduat bankalarının tüketici kredileri % 0,02 oranında azalmış oldu ve 258 milyar 869 milyon 762 bin liraya geriledi.

Son 10 aylık dönemde taksitsiz kredi kartı harcama tutarı 6,2 milyar lira artış gösterdi. Şu an 44,6 milyar lira olan taksitsiz harcama durumu, yılbaşında 38,4 milyar liraydı.

20 Ekim 2014 Pazartesi

Meme Kanserinde Kritik 5 Öneri

Çağımızın en popüler kanser çeşitlerinden birisi hiç şüphesiz meme kanseri. Birçok kadının bu riski taşıdığı, aynı zamanda bazı durumlarda erkeklerde de bu riskin olabildiği biliniyor. Erken teşhiste tedavisi mümkün olan meme kanseri, en güçlü kadınları bile depresyona sürükleyebiliyor. Bu durumda tedavinin zorlaşmasına neden oluyor.

Birçok kadının yaşam tarzını olumsuz yönde etkileyen meme kanseri, krize dönüşebiliyor ve tanıyı kabullenememe, inkar etme, öfke gibi duygusal tepkilere neden oluyor. Bu teşhis konulduğu zaman ailesini suçlayanlar, çektiği sıkıntıları dile getirenler ve sigaraya bağlayanlar çoğunlukta. Genellikle "ailem beni çok üzdü", "sigara içtim ondan oldu" gibi tepkiler alındığı belirtiliyor.

Son yıllarda tıbbın gelişmesi ile birlikte meme kanserinin erken teşhis edilmesi ve tedavisi mümkün. Özellikle erken teşhislerde tedavilerden çok daha iyi sonuçlar alınıyor. Aynı zamanda meme kanseri "tedavi edilebilir hastalıklar" kategorisine bile alındı. Son yıllarda görülme sıklığı artmış olsa da, uzmanlar buna inat bir şekilde tedavilerinde başarı oranını arttırıyor. Dikkat çektikleri nokta ise "güçlü bir moral"in son derece önemli olduğu. Psikolog ve uzmanlar bu konuda, hastanın bunu kabullenmesi için uzanacak dost elinin ve hastanın yaşam kalitesinin arttırılmasının büyük bir önem taşıdığını belirtiyor. Bu noktada da, meme kanseri hastalarına yardımcı olarak 5 önemli uyarıda bulunuyorlar. İşte bu 5 kritik uyarı:

İsteklerinize Kulak Verin!


Tedavi sürecinde yaşama daha çok tutunmak tedavinin en önemli noktasını oluşturuyor. "Hastayım" diyerek kendinizi hayattan soğutmak yerine hastalıktan kurtulacağınıza kesin gözüyle bakıp hayata her zaman olduğundan daha sıkı sarılmalısınız. Gündelik yaşantınızda nasıl mutluysanız öyle devam etmeniz öneriliyor.

Hatalarınızdan Uzaklaşın!


Araştırmalar, meme kanserine yakalanan kadınların eskiden yaptıkları hataları fark ettikleri ve hayatlarını daha iyi bir şekilde yaşamaya yöneldiklerini gösteriyor. Hatta bazı hastaların bu dönemde eski yaşantılarına göre daha mutlu yaşadıkları biliniyor.

Spor Yap, Stres At!


Bu süreçte spor yapmak, stres atmanıza yardımcı olacak aktivitelere katılmak da tedavi sürecini hızlandırıyor.

 

Psikolojik Destek Alın!


Meme kanseri teşhisi koyulduğunda en güçlü kadınların bile bir bunalım ve karamsarlık dönemine girdikleri, bu nedenle de depresyon yaşadıkları biliniyor. Eğer bu teşhis koyulmuşsa psikolojik destek almaktan hiçbir zaman kaçmayın. Kendinizi mutsuz, huzursuz hissediyorsanız, hemen bir psikolog kapısını çalın.

Hobi Edinin!


Gündelik hayatın stresinden ve teşhisin verdiği karamsarlıktan kurtulmak için kendinizi eğlendirecek hobiler edinerek düşüncelerinizi başka konulara yönlendirin.

13 Ekim 2014 Pazartesi

Kadınlığın Zor Olduğu Ülkeler

Dünya genelinde kadınların, erkeklere göre daha zor zamanlar geçirdiği kanıtlanmış bir gerçektir. Bazı toplumların gelenek ve görenekleri çerçevesinde kadınların hiç yeri yok diyebiliriz. Ama bazı ülkeler var ki, kadınların çekmediği sıkıntı yok! Hatta insan muamelesi görmeyen kadınların yaşadığı ülkeler bile var.

Sosyal toplum içerisinde hiçbir yer olmayan kadınlar var. Hatta kadınlara bazı ülkelerde yalnızca hizmet eden ve çocuk doğuran varlıklar olarak bakılıyor! Mümkünse ağzını hiç açmasın, erkeklere kölelik etsin diye yaşayan kadınların varlığını bilmek insanlık adına büyük bir ayıp. Sözü fazla uzatmadan bu ülkelerden ve kadınların gördüğü muameleden bahsetmek istiyorum:

Irak ve Kadınları

Iraklı bir kadın, pasaport almak isterse erkek bir yakınının izni olduğunu kanıtlayan bir belgeye ihtiyacı var. Ayrıca Irak parlamentosunda hiçbir kadın milletvekili yer almamaktadır.

Suudi Arabistan ve Kadınları

Suudi Arabistan'da kadın şoför görmeniz imkansız. Çünkü kadınların araba kullanması yasak. Tecavüz ve cinsel saldırı zina sayılmaktadır.

Suriye ve Kadınları

Kadınlar için yasal evlenme yaşı 17 olmasına karşın, ülkemizde bulunan Suriyeli mülteci kampında 12 yaşında bir kızın evlendirilmeye çalışıldığı bilinmektedir.

Yemen ve Kadınları

Yemen'de kızların yalnızca % 53'ü ilkokula gönderilmektedir. Kadınların ise 1000'de 2'si doğum sırasında ölmektedir.

Mısır ve Kadınları

Mısırlı kadınların % 99.3'ü cinsel tacize maruz kalıyor. %91'i kadın sünnetine maruz kalıyor. Politikada hiçbir yerleri yok.

Sudan ve Kadınları

Kızların yasal evlenme yaşı, 10'dur. Ortalama olarak her 30 kadından 1'i hamilelik sırasında hayatını kaybediyor. Kadınların 1000'de 7,3'ü de doğum sırasında hayatını kaybediyor.

Lübnan ve Kadınları

Lübnan yasalarına göre tecavüz eden kişi, tecavüze uğrayan kadınla evlenme hakkına sahip. Yasadışı kürtaj yapan kadın 7 yıl hapse mahkum ediliyor.

Filistin ve Kadınları

Kadınların okuma – yazma oranı % 92.6 iken, sadece %17'si istihdam ediliyor. Kadınlar için evlenme yaşı, Batı Şeria'da 15, Gazze Şeridi'nde 17'dir.

Somali ve Kadınları

İç savaştan aşırı etkilenen Somali'de 2012 yılında dünyanın doğum sırasında en yüksek kadın ölüm oranı yaşanmıştır. Bu oran % 1,2'dir. Hazırlanan bir rapora göre de; Somali'de kamplarda 1200 kadın tecavüze uğramış.

Cibuti ve Kadınları

Cinsel taciz ile ilgili herhangi bir yasa bulunmamaktadır. Kadınların % 93'ü kadın sünnetine maruz kalıyor.

Bahreyn ve Kadınları

Kadınların % 33'ü aile içi şiddete maruz kalıyor. Bir kadının tanıklığı, yarım erkek tanıklığına eşittir yani, 2 kadın 1 erkek değerinde.

Mauritius ve Kadınları

Kadınların sadece % 9'u doğum kontrolünden haberdar. 1 aylık bebekken % 69'u kadın sünnetine maruz kalıyor.

Birleşik Arap Emirlikleri ve Kadınları

Evlilik dışı çocuk yapmak tutuklanma sebebidir. Müslüman olmayan bir erkekle evlenmeleri de yasalara göre yasaktır.

Libya ve Kadınları

Nisan ayında Libya'daki sosyal işler bakanlığı, Libyalı kadınların yabancı erkeklerle evlenme talebini askıya almıştır. Ayrıca kadınların % 99'undan fazlası aile içi şiddete maruz kalıyor.

Fas ve Kadınları

Fas Ceza Kanunu'na göre kadınların kocalarını terk etmesi yasaktır. 15 – 49 yaş arası kadınların % 44'ü okuma yazma bilmiyor. Ülkedeki toplam evliliklerin % 10'unda 18 yaşından küçük kızlar evlenmiştir.

Tunus ve Kadınları 

Tunus'daki kadınlar aynı işte çalıştığı erkeğe göre % 33 daha az maaş almaktadır. Doğum izni 30 gündür.

Katar ve Kadınları

Katar'da kadınların ehliyet alabilmesi için kocalarının izin verdiğine dair belgeleri olmalı. Her yıl yaklaşık olarak 100 bin göçmen kadın evlilik dışı doğum yaptığı için hapse giriyor.

Cezayir ve Kadınları

Cezayir Hukuku'nda eşe tecavüz cezası yoktur. 2012 yılının Ekim ayında cinsel saldırıdan birisi ceza almıştır. Bu tarihe kadar bu konuda kimse ceza almamıştır.

Ürdün ve Kadınları

Ürdünlü bir kadın, yabancı bir erkekle evlendiği zaman hem kocası hem de doğacak çocuğu Ürdün vatandaşı olamamaktadır. Ülkedeki gayrimenkullerin yalnızca % 17'si kadınlara aittir.

Kuveyt ve Kadınları

Cinsel şiddeti yasaklayan bir yasa bulunmamaktadır ve evlilik içi tecavüzü suç sayan bir yasa yoktur. Kadınların evlenme yaşı 15'tir, erkekler için 17'dir.

Umman ve Kadınları

Parlamentosunda sadece % 1,2 oranında kadın vardır. Yasalarına göre mirastan erkeklerin aldığının yarısı kadar alabiliyorlar. Bu ülkede erkek herhangi bir sebepten dolayı karısını boşayabiliyor ama bir kadının boşanma hakkına sahip olması için 8 sebep içerisinden birini sağlaması gerekiyor.

30 Eylül 2014 Salı

Sollama Değil Sağlama Şeridi (!)

Sollama şeridinin ne anlama geldiğini biliyor musunuz?

Sollama şeridi denilmesinin amacı bu yolda dümdüz ilerleyebilirsiniz, hızlı gidiyorsanız bu şeridi sürekli kullanabilirsiniz demek değildir. Sollama şeridi kurallara uygun bir şekilde önünüzdeki aracı sollamak için kullandığınız bir şerittir. Bu şeridi sürekli olarak kullanamazsınız, sollama işleminiz bittikten sonra o şeridi boşaltmalısınız. Bunun bir trafik kuralı olduğunu biliyor musunuz?

Tatil dönüş yolunda yaşadığın ve rahatsız olduğum en büyük sorun, kesinlikle insanların birbirine karşı saygısının kalmadığını bir kere daha trafikte görmem oldu. Sollama şeridinin amacı dışında kullanılması, insanların sollama kavramını unutup kendine göre sağlama şeridini yarattıklarını görüyoruz.

Son zamanlarda trafikte yaşanan saygısızlıktan hanginiz şikayetçi değil? Peki, hanginiz gerçekten bu kurallara uyuyorsunuz ve trafikte olmanız gerektiği gibi yer alıyorsunuz? Trafikte sizin dışınızda insanlarında olduğunun ve uymanız gereken kuralların olduğunun farkında mısınız?

Son yıllarda hemen herkesin ağzında trafikte kimsenin kimseye saygısı kalmadığı dolanıp duruyor."30 senelik şoförüm böylesini görmedim" veya "Avrupa'ya gidip bir ders alsınlar!" Trafikte herkesin şikayet ettiği bir konu mutlaka vardır. Yaya kendine yol vermeyen, hızlı gidip üzerine kıran, yağmurlu havada su sıçratan araca kızar. Araç şoförü kendini sollayan, ondan hızlı giden, beklenmedik anda önüne kıran, zaten 10 saniyelik yeşil ışık yandığında hareket etmeyen, yol onunken geçmesine müsaade edilmemesine araca ve önüne sorumsuzca atlayan yayaya kızar.

Peki, sonuç ne? Herkesin birbirine bağırıp çağırdığı ama sonuç olarak hiçbir şeyin elde edilmediği bir trafik!

Trafikte, birileri kurallara uymayanlara birileri vurdumduymazlara, kimileri hızlı gidene, kimileri yavaş gidene kızar. Hey, bir dakika durun ve bekleyin! Ne oluyor bizlere? Trafik böyle bir şey olmamalı, sizce de öyle değil mi? Çıkılacağı zaman büyük stres, gerginlik, kavgalar, gürültüler yaşanan bir şey olmamalı!

Tüm bunların nedenini hiç düşündünüz mü peki?

Ben söyleyeyim, tüm bunların nedeni kimsenin kimseye tahammülünün kalmaması ve SAYGISIZLIK! Hepsi bundan ibaret. Tamamen birbirine düşmanmış gibi bakan insanlara dönüştük. Tanısak da, tanımasak da birbirimize düşman olduk ve bir kaşık suda boğacağız adeta. Nereye gitti insanların birbirine saygısı!

Trafik kuralları gerek yayalar gerekse taşıtlar tarafından hiçe sayılarak, her gün bir olay yaşanmasına neden olunuyor. Neden bu kurallara uymuyoruz peki? Benciliz çünkü yeter ki, biz yol alalım işimizi halledelim, gerisi ne yaparsa yapsın, hiç sorun değil. Peki, yaptığınız hata bir insanın canına mal oluyorsa, bu umurunuzda mı?

Sizin yaptığınız bir hata yüzünden hayatını kaybeden, ocağı sönen, sakat kalan bir insanın varlığına tahammül ederek, rahat bir yaşam sürmeye devam edebilecek misiniz? Cevabınız evet ise söylenecek fazla bir söz yok. Ama hayırsa neden kurallara uymuyorsunuz peki?

25 Eylül 2014 Perşembe

Altın ve Doların Bitmeyen Rekabeti

Altın, yıllar boyunca taht kurduğu boğa piyasasından, Amerikan ekonomisinin iyileşme belirtileri göstermesi sonucu FED'in aldığı kararlar sonucunda ayrıldı. FED'in almış olduğu bu kararlar ekonominin iyileştiği ve bu yüzden her ay gerçekleştirilen 85 milyar dolarlık varlık alımlarına son vermesi yönündeydi. Bu kararlar da Amerikan dolarının güçlenmesine neden olurken, altının değer kaybetmesine neden oldu.

Altın, 2013 yılının Şubat ayından bu yana % 30'a yakın bir değer kaybı gösterdi. Altın ons fiyatı 1,800 dolar seviyelerinden 1,180 dolar seviyelerine kadar düştü. Bu değer kaybı sonucunda yatırımcılar altının artık güvenli liman olmadığını düşünerek altın yatırımı yapmaktan uzaklaşmaya başladı. Dolar ise tarihin en yüksek seviyelerinde gezmeye devam ediyor.

Günümüze geri dönecek olursak, altın fiyatları bugün 1,210 dolar seviyelerinde iken Dolar/TL kuru 2,2502 seviyelerinde. Bu tarihi seviyelerin nedeni de hala Amerikan Merkez Bankası'nın kararları ve iyileşen Amerikan ekonomisi. Dünyanın en güçlü ekonomisi olan Amerikan ekonomisi, altın başta olmak üzere birçok yatırım aracı üzerinde etkili oluyor.

Altın, ABD'de faizlerin yükseleceği beklentisinin doları tarihi rekor seviyelerine taşımasının ardından değer kaybetmeye devam ediyor. Dolar, gelişen ekonominin FED'in önümüzdeki yıl politika faizlerini artıracağı spekülasyonlarını güçlendirmesi üzerine yükseliyor. Son 4 yılın zirvesine yerleşen Amerikan doları, 10 önemli para birimi karşısında güçlenmeye devam ediyor. Altın ise Londra piyasasında ABD ekonomisinin iyiye gittiğine ilişkin işaretlerin doları güçlendirmesi ve metale yönelik refah koruma talebini düşürmesinin etkisi ile son 8 ayın en düşük seviyesine indi.

Spot altın % 0,5 oranında düşüş ile ons başında 1,210.53 dolar seviyesine geriledi. 1,207.04 dolar seviyesi ile 2 Ocak'tan bu yana gördüğü en düşük seviyeye gerileyen altın, fiziki alımlarla dün bir miktar yükseldikten sonra bugün tekrardan yönünü aşağıya çevirdi.

Goldman Sachs emtia araştırma müdürü olan Jeffrey Currie, 2014 yılı sonunda altın fiyatları tahminlerini 1,050 dolar seviyesine kadar indirebileceklerini tekrar etti. Altında henüz en kötünün yaşanmadığına dikkat çeken Currie, yatırımcılara geçen yıl altın yatırımcılarına 'sat' uyarısında bulunmuştu. Ayrıca, "riskler önemli ölçüde aşağı yöne eğilim gösteriyor, desteğin büyük bölümü Ukrayna'daki siyasi belirsizlikten ve Orta Doğu'da meydana gelen gelişmelerden kaynaklanıyor," dedi.

17 Eylül 2014 Çarşamba

En İlginç Doğa Olayları

Dünya üzerinde meydana gelen doğa olayları karşısında nutkumuz tutuluyor ve oluşum nedenlerini araştırdığımız zaman bir şok daha yaşıyoruz. Doğanın bu muazzam dengesinin cevapsız kalan sorular mutlaka kalıyor.

Sözü fazla uzatmadan bu olaylardan bazılarını sizlerle paylaşmak istiyorum:

Undulatus Asperatus


Bulut Değerlendirme Kurulu adlı grubun önerisi ile yakın zaman içerisinde Undulatus Asperatus ismini alan bu olay, Cenevre'de bulunan Dünya Meteoroloji Örgütü tarafından kabul edilmiş bir bulut türüdür. 1951 yılından sonra bu ismi alan ilk bulut tipi olarak kayıtlara geçmiştir.

Olimpos Dağı Üzerindeki Merceksi Bulutlar


Troposferde oluşan bu lens görünümlü bulut, dağların etrafında esen dikey rüzgarlar nedeniyle oluşuyor.

Christmas Adası Yengeç Akını


Her yıl 43 milyondan fazla kırmızı yengeç çiftleşmek ve yumurtalarını okyanusa bırakmak için bulundukları kovuklardan çıkarak adada dolaşmaya başlıyorlar.

Sardalya Göçü


Sayıları milyonları bulun ve sürü halinde Mayıs – Temmuz ayları arasında Güney Afrika sahillerinin kuzeyine giden sardalyaların göçü de inanılmaz doğa olaylarından biri. Bu göç, beslenme sorunu çeken birçok hayvanı da buraya çekmektedir.

Kar Bacaları – Erebus Dağı/ Antartika


Güney'de bulunan en aktif volkanların üzerinde oluşuyorlar. Antartika'daki Ross Adası'nın batısında bulunan ve dünyanın en aktif yanardağları içinde en güneyde yer alan volkan, Erebus Dağı'dır.

Cehennem Kapısı – Türkmenistan


1971 yılında bilim adamları tarafından kraterden çıkan gazların zehirli olduğu ve bu nedenle yakılması karar verilmiştir. O tarihten bu yana hala yanan bu yer gerçekten cehennemin dünyadaki kapısı olabilir mi?

Işık Sütunları


Dünya'nın atmosferinde mevcut olan buz kristalleri tarafından ışığın veya ay ışığının yansıması ile oluşan optik bir fenomendir.

Sürreal Örümcek Ağları


Avustralya'nın Wagga Wagga bölgesinde sel sularından kaçan binlerce örümceğin, çok büyük bir alanı ağlarla kaplaması sonucu oluşmaktadır.

Gökkuşağı Okaliptüsü


Bu okaliptüs ağacı diğerlerinden çok farklı bir kabuğa sahip. Dış kabuğu farklı zamanlarda ortaya çıkan mavi, mor, turuncu ve kavuniçi tonlarıyla gökkuşağına benziyor.

Ateş Gökkuşağı


Sirius bulutlarının mevcut olduğu ve güneşin tepede bulunduğu dönemlerde, buz kristalleri yatay hizalanıyor. Bu nedenle meydana gelen ve normal bir gökkuşağından farklı olarak düz bir görünme sahip olan bu gökkuşağı oluşuyor.

Sualtı Çemberleri – Japonya


Erkek kirpi balıklarının dişilerini etkilemek için yaptığı bu muazzam çalışma gerçekten inanılmaz.

Catatumbo Şimşekleri


"Dinmeyen Fırtına" adıyla bilinen bu doğa olayı, dünyada eşi benzeri olmayan bir olaydır. Venezuela'da Catatumbo Nehri ile Marakaibo Gölü'nün buluştuğu yerde oluşan bulutların çarpışması sonucunda oluşan şimşek fırtınalarıdır. 5 kilometre yüksekte oluşan yüksek voltaj nedeniyle yılda 140 – 160 gece boyunca, her gece 10 saat süreyle şimşekler çakıyor. Şimşekler saatte 280 kez tekrarlayabiliyor.

Volkanik Yıldırımlar


Bir yıldırım, volkanik bir bölgeye düşüp toz bulutu yarattığında ortaya çıkan görüntüye bu isim veriliyor.

Buz Çiçekleri 


Genel olarak deniz ve göllerde görülen bu olay, yeni oluşan buz tabakalarında -22 derece civarı sıcaklıkta görülüyor.